Türkiye’de Koronavirüs gündemin baş konusu olmaya devam ediyor. Bu dönem, bir yandan ülke genelinde seyahat kısıtlamaları ve 31 ilde sokağa çıkma yasakları ile, hayatın yavaşladığı bir dönem. Ancak bu yavaşlama, sessiz ve derinden bir dönüşümü de beraberinde getiriyor olabilir. Her kriz dönemi, kendi kahramanlarını ve ön plana çıkan kişi, kurum, mecralarını yaratan zaman dilimleridir. Türkiye’de de, bu krizin başlıca “kahramanları”, bilim ve tıp; bu alanda uzmanlaşan doktorlar ve bilim insanları olmuşa benziyor. Bununla beraber, ilk etapta tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de, kolektif kaygı ve korku, toplum genelinde “liderler etrafından kenetlenmeye” yol açtı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, siyasi liderlerin hemen tümüne desteğin ve beğeninin arttığını gözledik. Nisan 2020 itibariyleyse, bazı siyasi isimler diğerlerinden daha fazla ön plana çıkıyor. Genel olarak da, yerel yönetimlerin ve özellikle de üç büyükşehrin belediyelerinin siyasi hayatımızda öncelikli ve “gelenekselleşen” bir rol oynamaya başladığı gözleniyor.
Koronavirüs salgını, halkımızı ekonomik bakımdan şimdiden etkilemeye başladı: yüzde 30’a yakın bir nüfus kitlesi, Koronavirüs salgını nedeniyle işsiz kaldığını ifade ediyor. Nisan 2020 itibariyle, Türkiye’de kadınların sadece yüzde 14’ü iş gücünün bir parçası olabiliyor. Bununla beraber, kamuoyu genelinde “en büyük bireysel sorun” olarak da ekonomi gösteriliyor. Öte yandan, seçmenler arasında “kararsız”, “protesto oy” ve “yanıtsızların” oranlarının artıyor. Bu artışta yaşanan olayların ve kullanılan anket yönteminin önemli bir etkiye sahip olduğunu düşünüyoruz. Benzer şekilde, Cumhurbaşkanlığı için tercihi konusunda “fikrim yok” diyenler de çoğunluğu oluşturuyor. Kendini dindar veya muhafazakâr olarak tanımlayanlar ile AK Parti seçmenleri arasındaki kararsızların ve “fikri olmayanların” da arttığına dikkat çekelim.
“Koronavirüs Krizi”, ilk etapta toplumsal algılarda bazı değişimler yaratmaya başlamış gözüküyor: bu değişimler, dönüşümlere yol açacak mı? Bu sorunun yanıtı, biraz da, kararsızların kararında saklı gibi diyebiliriz.
Türkiye'nin Nabzı Nisan ayı araştırması; Türkiye genelinde NUTS 2 sistemine göre 26 bölgeyi esas alan 28 ilde tabakalı örnekleme ve ağırlıklandırma yöntemi ile 16 - 21 Nisan 2020 tarihleri arasında toplam 1288 kişi ile yapılmıştır. Araştırma; 0,95 güven sınırları içinde +/- 2,73 hata payı ile CATI (Bilgisayar Destekli Telefonda Anket) yöntemiyle gerçekleştirilmiştir.