Ne yeni bir seçim oldu, ne de iktidar el değiştirdi; ama, Türkiye yaz aylarına yeni bir hükümet ve yeni bir başbakanla girdi. Binali Yıldırım hükümeti kuşkusuz AKP’nin 14 yıllık iktidarının bir devamı. Farkı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı adeta fiili hükümet başkanı olarak tanıması ve bunu açıkça deklere etmesi. Bu, AKP siyasetinde sorun teşkil etmese de ‘yasal’ olan ile ‘fiili’ olan arasındaki gerilimi ortadan kaldırmıyor. Türkiye siyaseti ve kurumları bu ‘anayasal anomali’yi tartışıyor ve tartışmaya devam edecek. Krizden çıkış önerisi; başkanlık sistemi. Peki bu olası mı? Türkiye’nin Nabzı, konuyu izlemeyi sürdürüyor.

Türkiye kutuplaştıkça seçmenin partilerine sadakatleri de artıyor; iktidarın ve muhalefetin performansa göre ve rasyonel değerlendirilmesi imkanı azalıyor. AKP seçmeni hükümetin icraatlarına sahip çıkıyor, muhalifler kendi partilerinin arkasında duruyor. Bu, icraatları sorgulanması gereken iktidar için bir avantaj. İktidarın dış politika ve terörle mücadele politikaları kendi seçmeninden büyük destek buluyor. Ayrıntıları Türkiye’nin Nabzı analiz ediyor...

Ancak kamuoyunun değişim talebi de var.

Suriye politikası, değişimin en çok istendiği konular arasında. Peki bu, Esad rejimiyle yeniden işbirliği ve diyalog arayışına da kapı aralıyor mu? Diğer yandan, Rusya ve İsrail’le ilişkilerin normalleştirilmesi girişimleri gündemde. Kamuoyu, bu yönde bir değişime sıcak bakıyor mu? Terörle mücadele konusunda da yeni arayışlar ve geleneksel korkular iç içe geçmiş durumda. PKK terörünün silahlı mücadele yoluyla bitirilemeyeceğini öngören kamuoyu hükümet ile PKK arasında görüşmelerin başlamasına ne diyor?
Cevaplar Türkiye’nin Nabzı’nda...

Türkiye'nin Nabzı Haziran ayı araştırması; Türkiye genelinde NUTS 2 sistemine göre 26 bölgeyi esas alan 28 ilde tabakalı örnekleme ve ağırlıklandırma yöntemi ile 11-14 Haziran 2016 tarihleri arasında toplam 2100 kişi ile yapılmıştır. Araştırma; 0,95 güven sınırları içinde 2,14 hata payı ile yüz yüze anket yöntemiyle gerçekleştirilmiştir.