Ülkemizin basın tarihi, demokrasi yolculuğumuza paralellik arz eder şekilde inişli ve çıkışlı dönemlere sahip. Basın tarihimizde gazetecilerin hakları ilk kez 10 Ocak 1961 yılında yasal güvence altına alındı. 10 Ocak, 1961-1971 yılları arasında Çalışan Gazeteciler Bayramı olarak kutlandı. 1971 askeri müdahalesinden sonra gazetecilerin bazı haklarının geri alınması üzerine kutlama gününün adı Çalışan Gazeteciler Günü olarak değiştirildi.
Türkiye’de, “kuvvetler ayrılığı ilkesinden” hareketle, “yasama, yürütme ve yargının” ardından medya, demokratik devlet yapısını teminat altına alan “4. güç” kabul edilir. MetroPOLL Türkiye’nin Nabzı Aralık araştırmamızda bu noktadan yola çıkarak, gazeteciliğin ve medyanın toplumun anlam dünyasındaki konumunu incelemek istedik. Bulgularımız, ülkemizde medyaya ve gazeteciliğe büyük toplumsal önem atfetildiğini, buna karşılık toplumun beklentilerinin karşılığını bulamadığını ortaya koyuyor. Sosyo-politik ve kültürel kesitlerde ayrışan Türkiye için medyaya güvensizliğin bir toplumsal ortak kesen olduğu bulgusu da son derece dikkat çekici.
Küresel seviyede bilginin işlenme ve dağıtılma biçimleri hızlı bir başkalaşım içerisinde. Medyaya güven, demokratik toplumsal düzende medyanın 4. Güç olma konumunun icrası, dezenformasyon, ‘’sahte haber’’, bilginin sahipliği- kontrolü üzerine geniş zeminde yükselen bir tartışma var. Medyaya yönelik dünyadaki toplumsal algılara bakıldığında Türkiye ile benzer eğilimler gözlemleniyor. Bu noktada ülkemizde medyanın durumunun ve medyaya dair toplumsal algıların hem küresel dinamiklerden etkilendiği hem de o dinamikleri beslediği okumasını yapabiliriz.
Gazetecilik mesleğini icra eden tüm medya mensuplarının 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü kutlu olsun.